Konya'daki bayramın üzerinden meğer iki ay geçmiş dün gibi şimdi de rotamız ailemin yanı, Denizli. Kurban bayramının telaşı bilirsiniz ki daha fazladır. Biz de bu telaşı ailemizle paylaşalım dedik, sanırım iyi de ettik, koyulduk yollara.
Gelir gelmez kurbanımızla ilgilendik, yedik içtik elhamdülillah ya sonra ?
Aşiret gibi akrabaları olunca insanın, bayramlaşma silsilesini de bi koldan halledelim diyerek öncelikle davet ve ziyafet üzerine halama gittik, sarılmalar koklaşmalar aman her kafadan bir sesler derken aşağıdaki muhteşem koca kazan önümüze koyuluverdi (erkeklere). Hanımlara tabakta servis edilse de benim gözüm kazanda kaldı :(
Yukarıdaki ellerden analiz yaparsak ; şu yukarıdaki küçük el kardeşimin, kendisi tuz delisidir hemen avuçlamış tuzu, yanındaki mavi gömlekli ise babam, yumulmuş resmen yufkayla :) Sıkı yer ama belli etmez ağam paşam. Eh Çatal kullananlar da daha nazik gibiler sanki :)
Akrabaların bir çoğuyla burada karşılaşınca en büyük amcama rotayı çevirdik. Kendisini rahmetli dedemden sonra aşiret reisliğini devralmış bir edayla bizi makamında bekler bulduk :)
Ege ağzıyla konuşulan ortamlarda, esas oğlan bazen anlamakta zorlansa da ben işi çözüp ona tercüme ettim. Mesela yengemin Konya'daki akrabaları için "Garecin yanında oturuyola" demesini "Ama Konya'da Karaca diye ilçe yok ki " diye yorumlayan güzel insan, sonrasında yaptığım "Garaj yani otogar demek istedi" açıklamamla bir köşede epey güldü :)
Bir diğer durağımız ise annemin köyü, Akşar. Acıpayam ilçesinin Kelekçi Kasabasından sonra gelen köyüdür. Rahmetli Olimpiyat şampiyonu Hasan Güngör'ü de bağrından çıkarmıştır burası. İşte bu köyde dedem ve ananem bir nevi yazlık ev gibi kullandıkları köy evlerinde öyle mesut bahtiyarlar ki. İlkbaharla yerleşip sonbaharla da merkezdeki evlerine dönüyorlar. Mısırı, nohutu, fasülyeyi, bulguru bir çok sebze ve meyveyi sağ olsunlar bizler için hazırlıyorlar burada. Zerre gelir elde etmedikleri gibi yarısından fazlasını evlatlarına veriyorlar. Torunlar da nasibine düşeni alıyor tabi :)
Dedemle çocukluğumdan beri aramda kocaman bir bağ vardır. Aman kuzenler duymasın, laf aramızda has torunuyum :) Kavuştuk nihayet, sarıldık koklaştık öyle özlemişim ki.
Yıllar önce kardeşimle diktikleri ağaçlar şimdi kocaman olmuş cevizi, kirazı, eriği, bademi şimdilik cevizine yetişebildim epey de yedim doğrusu. Evin önü yaşlı asmalarla kaplı, öyle ki annemler çocukken dikilmişler. Bu asmalar muhteşem üzümler veriyor, inanın çekirdekleriyle bile yersiniz. Teyzemler ve annem pekmez bile yapıyorlar bundan. Adına "katıkara üzümü" diyorlar. Egelice söylerseniz "gatıgara" :)
Ananem mısır unundan sıcacık, lezzetli ekmekler yaptı. Biz "darı ekmeği" deriz. İnceden sacda nar gibi kızarmış, hele üstüne köy tereyağını şöyle bi güzel gezdirince lezzeti katmerleşen bir ekmektir. Oburluğumdan mıdır lezzet sarhoşu olduğumdan mıdır nedir fotoğraf çekmemişim :) GDO'suzundan köy mısırı da yedik biz gelmeden haşlamış benim tombul köy güzelim ;) Baktık sıcaklığından tutamıyoruz biz de ince ağaç dallarını ortalarından geçirdik,kendimizce sap yaptık yani :) Mısırları yanımıza alıp hemen arkadaki tepeye tırmandık.
Böyle yeşillik güzel bir yer bulmuşken kaçırmak olmazdı, onlarca profil fotosu çektirdi bizimkiler, itiraf edeyim :)
Annemin çocukken oynadığı, yürüdüğü yerlerde olmak beni epey mutlu etti doğrusu. Evinden uzak bir yerde yaşayanlar "memleketim" diye alaturka bir söz kullanır ya "kullanırız ya da", gerçekten kelimenin içini dolduran büyüsü var o memleketlerin.
Son olarak yanıma hatıra diye aldığım siyah taşlarımla, büyüklere veda edip dönüş yolunu tuttuk. Bu güzel anılarla, Sıla-i rahimde bulunmanın önemini yıllar içinde daha iyi idrak ediyor insanoğlu.
Devamı gelecek ...
Burcu kalemine sağlık Canım, okurken çok keyif aldım, artık merak ettiğim şehirler arasında denizlide var ona göre :) Selamlar ...Sevgiler...
YanıtlaSilTabi yaa gel gör Denizlimizi, bihassa köylerini. Teşekkür ederim arkadaşım :)
SilManzarası, yemekleri, muhabbetleri ile samimi bir yazı olvermiş :)
YanıtlaSilÖyle oluvedi gari :)
Silİnşallah canım,Rica ederim, ben teşekkür ederim...
YanıtlaSilGüzel kızım resimleri görünce senin esas oğlanın babasının memleketine gidip geliverdim gari.Aydın bozdoğanı görüyorum sandım pek güzel yaşanılası yerler hele katı kara üzümü resimde bile güzel tadı ise ondan güzel yemiş gibi oluverdim gari .Eline yüreğine sağlık.Sevgilerimle Anne Göksal
YanıtlaSilİnşallah beraber de gitmek nasip olur anne, kesinlikle manzaraya baktıkça içi açılıyor insanın, üzümlere dönersek de bu yaz gidelim de dalından yiyelim. Aydın'ı, Denizli'si Ege bir ayrı güzel tabi :) Allaha emanetsin Anne ...
Sil